İşaretlenmiş Kapılar


Güzel bir kütüphanede sana bu satırları yazıyorum Bayan Can. Derdim yalnızca senin öğrenmen ama bunu okuyacak başka insanlara da hayat taktikleri verebiliyorsam pek fena hissettirmeyecek.
 Aslına bakarsan biraz umursamaz göstermeye çalışıyorum kendimi, oldukça önemli benim için diğer insanların fikirleri. İlişkiler ağını çözmeye çalışıyorum Bayan Can. Çözmeye çalışmak o kadar zamanımı alıyor ki bazen kendimi bir tam gün için bana verilmiş enerjinin hepsini gün ortasına kadar tüketmiş ve hareketsizce uzanmaktan başka çaresi olmayan biri olarak buluyorum. Öyle acılar içinde kıvrandığımı, kimseyle sohbet etmekten keyif almayan biri olduğumu düşünmeyin sakın aksine enerjimin çalınmasına sebep olan ortamlarda dahi neşe saçıyorum. Kim bilir belki de saçtığım şey neşe değil de enerjidir. 

 Size yazdığım kısmen özel mektuplar olduğu için insanları yaftalamaktan korkmayacağım Bayan Can. Onlar hakkında iyi olmayan yargılarımı da anlatacağım çünkü ne kadar hazırlıklı olacağınızı bilmiyorum. İnsanlara dair öğrendiğim kimi bilgileri unuttuğumu biliyorum Bayan Can, size bunun olmasına izin vermeyeceğim. 

 İnsanlarla zaman geçirmek öyle keyifli ki bazen, büyük bir bardaktan vişne suyu içmek gibi geliyor. Bardağın büyüklüğüne öyle kapılıyorum ki susuzluğumu geçirmesini, beni hazza boğmuş olmasının yanı sıra doyurmuş da olmasını diliyorum. Ama öyle olmuyor Bayan Can. Derin bir susuzluk hissiyle bitiriyorum o bardağı. Doymuyorum. Kimi zaman ise tam tersine kocaman bir kupadan ferahlatan bitkisel bir karışım içmiş gibi hissediyorum. 
Görünmez bir el ben farkına varmadan büyütse bardağımı fark etmiyorum. Kimi zaman büyütüyor da zaten. Akşam buluşmaları gece yarılarına kadar uzanıyor onlarla. Saat kaçtı hatırlamıyorum. 

Birikmiş sulara atlayan lise arkadaşımın deyimiyle 'saati kaç yapmışız?' kestiremiyorum. Saati tam olarak 'harika bir gün geçirdim, ne çok şey düşündüm bugün. Hayat tutkuyla yaşanmalı ve insan bazen hayatı askıya alıp, yüksek bir ağacın tepesinden olanları seyredip saatlerce yargılamadan konuşmalı.' noktası yapmış olmak istiyorum Bayan Can. Saati hiçbir zaman 'onu keşke söylemeseydim, orda neyi kastetti acaba?' yapmak istemiyorum. Bu durum beni hayli üzüyor. Güneş'in yakıcı ışınlarının enerjimi çalıp beslenmesine inandığım gibi bu insanların da enerjimi çaldığına inanıyorum. Daha kötüsü ise ben de bir enerji çalıcı olmaya başlıyorum o zamanlarda. 

Uzun bir aradan sonra eski bir dostla kilo değişimleri, işinden kaç para kazandığı, kimin daha başarılı olduğu üstüne bir sohbet etmek istemiyorum. Hepimizin araçlarımızla başlangıç çizgisinde başladığımız-kimisi daha ileride kimisi geride başlıyor ama bu yazının konusu bu değil-bu yolda beni geçtiğini iddia edip sevinen rakibime gaza basmadığımı anlatmaktan yoruluyorum zaten kazanma sevinci arasında beni anlayacağını da sanmıyorum. Yarışmadığım savaşın mağlubiyetine teselli ediliyor olmak adlı duvarları üzerime gelen odada dünyanın en güzel kahvesini bile içemiyorum. Kahve yanındaki çikolatanın tadını alamıyorum Bayan Can. 

 O odalara asla girmemenizi değil, o odalardan birine girerken kapılara daha dikkatli bakmanızı öneriyorum size. Kapılar üzerindeki o küçük etiketleri okuyup, içerde size söylenenleri öyle değerlendirmenizi öneriyorum. Aşağılık kompleksi yazan kapılar içinde aldığınız kritikleri önemsememenizi, yobazlık kapılarında fikir tartışmamanızı, fiziksel şiddet kapılarından ise adımınızı dahi atmamanızı tembihliyorum.

 Bulunduğum noktanın çok yüksek bir ağaç tepesi olduğunu anlayarak bana kulak verin Bayan Can, şimdi planını görebildiğim kimi odalarda çok enerjiler kaybettim. Kimi enerjilerim yaşama enerjisiydi.
 
 Size olmaması için uyarıyorum; kapılara daha dikkatli bakın Bayan Can, size bu mektupları yazıyorum çünkü bunları söylemek için oraya gelmeyeceğim. Değişip büyüyecek, kırılacak, kahkahalara boğulacak ve gelecekte siz olacağım. Bol enerji. Küçük Can

Yorumlar

Popüler Yayınlar