Sıradışılar Köyü
Bir sabah yeniden doğmuş gibi uyandı C. ve yatağının yanında kendisi için açılmış bir geçit olduğunu gördü. Başka zaman olsa umursamazdı ama tam da bugün özgürlüğünün elinden alınışına içerlediği gündü. Aradığını bulamayanlara özgü o umutsuzluk koyunda oturanlara has neşesizliğinin yerini sahip olduklarına duyduğu özlem almıştı artık. Ailesi taşındığı için ait olduğu topraklardan koparılmış küçük bir çocuk hüznü vardı artık onda. Nelere sahip olduğunu istese de hatırlayamayacaktı bir gün. Ama öyle olmadı. Konsey onu duydu. Tanrılardan oluşan bir gruptu konsey. İçinde ne kadar tanrının yer aldığı ise hiçbir zaman bilinmeyecekti. Ama onu duymuşlardı işte, ona hak vermişlerdi. Oysa tutuklanmadan önce söz vermişti aradığından kimseye bahsetmeyeceği ile ilgili ama her şey değişmişti çünkü onu kaale almıştı tanrılar. Az şey değildi bu çünkü genelde almazlardı. Yalnız C.'yi değil, hiçbirini.
C. düşünmedi bu sefer. Onun düşünmemesi bu kadar oluyordu işte. Bir yığın düşünceydi onun için düşünmemek. Geçti portaldan. Cebine attı elini ve bir sigara yaktı. İlk nefesinde ordaydı işte. Bir orman ve bir nehir, küçük bir kasaba. Ne ağaçlar ne göl farklıydı olağandan. Yine de biliyordu işte. Sıradışıydı burası, sebepse insanlar. Özgür olmanın tadını çıkarmak istedi C. ve oturdu gölün kıyısına kimse resim yapmadı bu sefer. Günlerce uyuyp uyandı o sıcak toprakta ama kimse bu manzarayı fotoğraflamak için bile uğramadı. Ama biliyordu orada yaşayanlar olduğunu. Günlerdir ağaçlardan topladıklarını yiyordu artık ilk gördüğü yerde kahvaltı etmek istedi sonra tüm gün içmek.
Kasaba yalnızca bir kaç sokak ve bir ana caddeden oluşuyordu. Sokak adlarını analiz etme işi için en uygun yerdi çünkü C. yalnız iki gün çalışabilirdi bu işte. Ama hiç çalışmadı.
Kasabada gördüğü ilk lokantaya oturdu ve onun tek olduğunu o gün öğrendi. Artık garson onu tanıdığında gideceği bir yeri yoktu, üzüldü. (Hayır üzülmedi.) S. geldi masasına ve ne istediğini sordu sonra getirdi. Günlerce böyle devam etti bu durum. S. ona her zaman ne istediğini sorar ve aynı isteği yerine getirirdi. Şaşırmadı C. çünkü biliyordu. Ama ufak deneyler yapmaya devam ediyordu kasabada. Önceleri yalnız lokantada geçirmişti tüm vaktini ama sonra hiç bahsetmemesi gereken fikir yine geldi buldu onu. Kocaman şehirde bulamadığı 'onu' arayacaktı bu herkesin unuttuğu kasabada.


Yorumlar
Yorum Gönder