Because ıt's my bırthday.

 Yılın dilek hakkı verilen tek gününden sesleniyorum. Her doğum günümde uzun uzun o hakkı nasıl kullanacağımı düşünüyorum. Çünkü tek seferlik muhteşem bir fırsat bu. Aklıma ne ev ne araba geliyor bunu düşününce. Heyecandan içim içime sığmıyor. Ne dersem olacaktan ziyade neyi arzular kalbimi öğrenmek oluyor sürecim. Çünkü çocukluğumdan beri çenem düşük kalbim sessiz.

Onun peşinde koşmaktan, gönlünü almaktan öyle yoruluyorum ki bazen önüne her şeyi serip mutluluğunu tatmak istiyorum. O ise önüne serdiğim tüm hazlara rağmen hep biraz mahsun biraz gönlü kırık. Sürekli söz ettiği hediye yerine anlamsız bir hediye vermişim gibi kırgın bana.

'Ne istersin kalbim?'

'Bu yıl dileğin ne?'

'Tek bir şey isteme şansın olsa o ne olurdu? Durma söyle.'

Tüm bu soruları yine sordum ona ve kesin cevaplarını yakalamak için yazmaya başladım. Bundan sonrası tamamen onda.

 En büyük arzum heyecanlanmak. Sabırsızlanmak uyumaya, uyanmaya. Güne başlamaya deli olmak sevinçten. Kostümlerden kostüm beğenmek. Koşup yürümek öpüşürken. Çok sevilmek, emin olmak birinden. Sevilmediğin yerde olmamak için zaman harcamamak. Fark edebilmek en başından. Yaban mersinli kahveler içmek. Çayırlarda yuvarlanmak. Gözlerine bakıp çılgınca bir şeyler söylemek sevdiklerime. Garip şapkalar takmak, birine ayy kuş gibi hafifledim diye bir şeyler anlatmak. Hazzı artan bir yaşam grafiğine sahip olmak. Koşabilmek. Güçlü hissetmek fiziken. Heyecan duyulan yeni bir sohbet, yeni arkadaşlıklar kazanmak. Mış gibi yapmaktan siklerce metre uzak olmak. Kendim olmak, kendim olmak, kendim olmak.

Bol şans Bayan Can

şarkı eşlik ediyorsa bana bir bildiği vardır